26 Ekim 2018 Cuma

Ortaklığın Giderilmesi Davası (İzale-i Şüyu)

Ortaklığın Giderilmesi Nedir

Kardeşler arasındaki belki de ilk ve en büyük gerginliktir hiç şüphesiz miras paylaşımı...Miras paylaşımı birçok durumda kardeşler arasındaki anlaşmazlık sebebiyle mümkün olmaz ve bunun sonucunda miras konusu malın mahkeme kararıyla satılarak paraya çevrilmesi ve bu paranın kardeşler arasında payları oranında paylaştırılması gerekir. İşte bu duruma ortaklığın giderilmesi denir. Ortaklığın giderilmesi savaşı paydaşların anlaşmasının mümkün olmadığı durumlarda paydaşlardan birinin ya da birden fazlasının talebi ile açılır. 

Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şüyu) Dava Dilekçesi 

Her ne kadar ortaklığın giderilmesi  (İzale-i Şüyu) dava dilekçesi biçim olarak diğer dava dilekçelerinden çok da farklı olmasa da uygulamada birçok kişinin yazmakta zorlandığı düşünüldüğünde ortaklığın giderilmesi (İzale-i Şüyu) dava dilekçesi örneğini paylaşmak oldukça faydalı olacaktır. 



Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şüyu) Dava Dilekçesi Örneği


                  ... SULH HUKUK           MAHKEMESİ'NE 


DAVACI                : 

DAVALI                : 

DAVA KONUSU : İzale-i Şüyu (Ortaklığın giderilmesi) 

AÇIKLAMALAR:

1-Müvekkilimin babası olan muris vefat ettikten sonra davalılar müvekkilime terekeden kendisine düşen payı almasına izin vermemişlerdir. Mirastan müvekkilime ve müvekkilimin kardeşlerine ..  İli, ... İlçesi, ... Köyü'nde, ... Ada, ... Parsel'de bulunan taşınmaz kalmıştır. Ancak bu taşınmazın müvekkilim ve kendisinin kardeşleri arasında paylaşılma olanağı kalmamıştır. 

2-Bu nedenle söz konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi ve satış bedelinin ortaklar arasında paylaştırılması için bu davayı açma mecburiyeti hasıl olmuştur. 

DELİLLER: Tapu kaydı, mirasçılık belgesi ve her türlü delil

HUKUKİ NEDENLER: TMK 651. md ve ilgili mevzuat 

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ... İli, ... İlçesi, ... Köyü'nde, ... Ada, ... Parsel'de bulunan taşınmazın umuma açık artırma suretiyle satılarak satış bedelinin ve yargılama giderlerinin ortakların payları oranında paylaştırılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 

Tanınma ve Tenfiz


Küreselleşen dünya ile birlikte birçok anlamda dünya küçük bir köyü andırıyor. Artık hemen hemen herkes dünyanın başka bir bölgesinde yatırım ve veya para transferi gerçekleştiriyor, gerçek anlamda iş yapıyor. İşte bunların gerçekleşmesi de bir takım kurallara tabi olduğuna göre bir ülkedeki yargı kararının başka bir ülkede geçerli olabilmesi oldukça önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. İşte tam da bu noktada tanınma ve tenfiz kavramları ile karşılaşıyoruz. Tanınma, bir ülkedeki bir yargı kararının başka bir ülkede de geçerli olabilmesi için o kararın ilgili ülkenin yargı makamları tarafından kabul edilmesi şeklinde tanımlanabilir. Tenfiz ise bir ülkede alınmış olan bir yargı kararının başka bir ülkede icra makamlarını harekete geçirecek hale gelmesidir. Yani tanınma kavramı kararın geçerliliği ile ilgili iken tenfiz ise icraya konulması ile ilgilidir. Bununla beraber, tanınma ve tenfiz mahkemelerin iş yükünün azaltılması, para ve zaman kaybının önüne geçilmesi gibi sonuçlar doğurur ki bu da usul ekonomisi bakımından oldukça olumludur.

Tanınma ve Tenfiz Şartları

1)Yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş bir ilamın bulunması

2)Yabancı mahkeme kararının hukuk davalarına ilişkin
olması

3)Kararın kesinleşmiş olması

Esasa İlişkin Şartlar

1)Hükmün verildiği devlet ile Türkiye arasında mütekabiliyetin bulunması (Bu noktada fiili mütekabiliyetin de geçerli olduğu Yargıtay içtihatlarında da açık ve net bir biçimde ortaya konmuştur)

2)İlamın, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi
şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisinin bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet
mahkemesince verilmemiş olması

3)Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı olmaması

4)Kararın davalının savunma haklarına riayet edilerek verilmiş olması

5)Bu yargılama usulüne göre davanın tarafları dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili
olduğunu belirtmeli; ellerinde bulunan bu delilleri dilekçelerine eklemek
ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar içinde bunların
bulunabilmesini sağlayan açıklamalara dilekçelerinde yer vermek
zorundadırlar.


Tanınma ve Tenfiz Dilekçesi

1)Tenfiz isteyenle, karşı tarafın ve varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad, soyad ve adresleri.

2)Tenfiz konusu hükmün hangi devlet mahkemesinden verilmiş olduğu ve mahkemenin adı ile ilâmın tarih ve
numarası ve hükmün özeti.
3)Tenfiz, hükmün bir kısmı hakkında isteniyorsa bunun hangi kısım olduğu.
Tanınma Tenfiz İçin Gerekli Belgeler
Öncelikle, dosyada apostille şehrinin olması gerekir. Mahkeme kararları ve noter senetleri de sözleşmede sayılan
resmi belgeler arasında yer almaktadır.
Tanınma ve Tenfiz Dilekçesi Nasıl Yazılır
Uygulamada tanınma ve tenfiz kavramları  avukatların çoğunun karşısına nispeten daha az çıktığı için birçok avukat tanınma ve tenfiz işlemlerinin uygulamada nasıl yapıldığını bilmemektedir. Bu sebeple, tanınma ve tenfiz dilekçesi nasıl yazılır sorusuna cevaben bir tenfiz tanınma dilekçesi örneği göstermek oldukça yararlı olacaktır.

Tanınma ve Tenfiz Davası Dilekçesi Örneği

....ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE


DAVACI : 1)
                 2)
DAVALI : 1)
                 2)
                
KONUSU : Fransa devleti Paris Asliye Mahkemesi’nin ... tarih ve ... sayılı kararının tanınması ve tenfizine karar verilmesi talebinden ibarettir.

OLAYLAR :
1. Müvekkilim Fransa'da kendisine borcu olan davalılara karşı alacak davası açmıştır. Sonrasında Paris Asliye Mahkemesi'nde görülen davada verilen karar sonucu talep edilen alacak miktarından daha az bir meblağa hükmedildiği gibi davacılardan bir kısmı için alacaktan doğan sorumluluğun kalkması durumu ortaya çıkmıştır.
2. Bunun üzerine müvekkilim temyiz yoluna başvurmuş ve temyiz sonucu çıkan kararda ilk mahkeme kararında hükmedilen alacak miktarından daha fazlasına hükmedilmiş ve bu duruma ek olarak ilk derece mahkemesinin kararının aksine davalılar arasında olan Köprülü tekrar davalılar arasına eklenmiştir.
3. Fransa devleti Paris Temyiz Mahkemesi’nin ... Tarih, ... sayılı ve ... kesinleşme tarihli ilamı yeminli mütercime tercüme ettirilmiş ve apostil şerhi de mevcuttur.
4. Söz konusu nedenlerle ilamın tanınması ve tenfizini talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER : TBK, TMK, TTK 

SUBUT DELİLLER : Fransa devleti Paris Mahkemesi’nin apostil şerhini içerir ... tarih, ... sayılı ve ... kesinleşme tarihli kararı

SONUÇ ve TALEP : Yukarıda arz edilen nedenlerle, Fransa devleti Paris Mahkemesi’nin ... tarih, ... sayılı kararının Türkiye’de tanınması ve tenfizine karar verilmesini arz ve talep ederim.
Davacı
EK:
Fransa devleti Paris Mahkemesi’nin apostil şerhini içerir ... tarih, ... sayılı ve ... kesinleşme tarihli kararı

12 Şubat 2018 Pazartesi

İşkence Suçu Cezası

Belki de insanlık tarihi kadar eski olan bir suç tipi olarak karşımıza çıkan işkence suçu cezası itibariyle zamanaşımına uğramaması sebebiyle özel bir konumdadır. Ancak ne yazık ki bu suç tipi toplumun önemli bir kesimi tarafından yanlış tanımlanmakta olup özel yapısı gözardı edilerek geniş anlamda anlaşılmaktadır. Şöyle ki işkence suçundan bahsedebilmek için suçun sistematik bir şekilde işlenmesi gerekmektedir. Ancak suçun sistematik işlenmesinden kasıt geniş çerçevede bir plan kapsamında işlenmesi olarak anlaşılmamalıdır. Yani bir kamu görevlisinin bir yeni mahkum edilmiş bir kişiye karşı önceden plan olmaksızın işkence suçu işlemesi de mümkündür. Bu cümleden de anlaşılacağı üzere işkence suçunun olusabilmesi için failin bir kamu görevlisi olması gerekir. Yani sıradan bir vatandaşın başka bir kişiye karşı işkence suçunu işlemesi mümkün değildir. Bu durum da işkence suçu ile eziyet suçunun farkını oluşturmaktadır. İşkence suçu ve işkence suçu cezası hususunda bu kısa girişi yaptıktan sonra işkence suçu ve cezasının daha iyi anlaşılabilmesi adına işkence suçu ve cezası hakkında sık sorulan soruları teker teker cevaplamak oldukça faydalı olacaktır. Bu soruları kısaca işkence suçu nedir işkence suçu cezası nedir işkence suçu zamanaşımına uğrar mı işkence suçu zamanaşımı süresi nedir TCK 97 ne anlama gelmektedir TCK 256 ne anlama gelmektedir TCK madde 94 gerekçesi nasıl anlaşılmalıdır TCK 86 ne anlama gelmektedir TCK psikolojik baskı hususunda işkence ile bir ayrım yapmakta mıdır TCK mevzuat işkence suçunu nasıl tanımlar şeklinde sıralamak mümkündür. Şimdi bu soruları teker teker yanıtlayalım.

İşkence Suçu Nedir 

İşkence suçu nedir sorusu ilk yanıtlanması gereken sorudur. İşkence suçu bir kamu görevlisinin bir kişiye karşı insan onuruna bağdasmayacak şekilde ruhsal ve veya bedensel yönden acı çekmesine ya da algılama yeteneğinin etkilenmesine yol açacak fiiller işlemesidir. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken husus işkence suçundan bahsedebilmek için söz konusu fiil ya da fiillerin sistematik olması gerekmektedir. Örneğin, bir polis memurunun yolda çevirdiği bir kişi ile tartışıp sinirlenerek tokat atması işkence suçunu değil kasten yaralama suçunu meydana getirmektedir. İşkence suçunun olusabilmesi için fiilin bir kamu görevlisi tarafından işlenmesi gerekmektedir. Mesela bir kişinin başka bir kişiyi bir yere kapatıp tırnaklarını çekmesi fiilleri kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma ve eziyet suçlarını oluşturur. Çünkü bu örnek olayda fiilleri işleyen kişi kamu görevlisi değildir. İşkence suçu nedir sorusunu yanıtladiktan sonra işkence suçunun cezası nedir sorusunu yanıtlamak oldukça yerinde olacaktır.

İşkence Suçunun Cezası Nedir

İşkence suçunun cezası nedir sorusuna cevap verebilmek için ikili bir ayrıma gitmek yerinde olacaktır. Şöyle ki işkence suçunun cezası nedir sorusuna 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası cevabı verilebilir. Ancak işkence suçunun çocuk ya da beden veya ruh bakımından savunmasız durumda olan bir kişiye karşı veya işlenmesi durumunda verilecek olan ceza 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıdır. Buna ek olarak, işkence suçunun bir avukata karşı ya da bir kamu görevlisine görevi dolayısıyla işlenmesi durumunda da verilecek olan ceza 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası olacaktır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus buradaki işkence suçunun nitelikli hallerinden kamu görevlisinin görevi dolayısıyla işkenceye uğraması durumudur. Şöyle ki bir kamu görevlisine karşı işkence suçunun başka bir sebep dolayısıyla (mesela bir borç ilişkisi yüzünden) işlenmesi durumunda nitelikli hal uygulanmaz. İşkence suçunun basit halinden bahsedilir ve işkence suçunun basit halinden ceza verilir. Yani bir polis memurunun bir kalem müdürüne bir ilişkisi yüzünden işkence yapması durumunda işkence suçunun basit halinden ceza verilir. Yani bu örnek olayda 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilir. İşkence suçunun cezası nedir sorusunu yanıtladiktan sonra işkence suçunda zamanaşımı süresi nedir sorusunu cevaplamak oldukça yararlı olacaktır.

İşkence Suçunda Zamanaşımı Süresi Nedir  

İşkence suçunda zamanaşımı süresi nedir sorusu işkence suçu özelinde karşımıza en sık gelen soruların başında gelmektedir. Bu soruya verilecek olan en doğru cevap işkence suçunda zamanaşımı işlemez şeklinde olacaktır. Şöyle ki insan onuruna yaraşır bir biçimde yaşayabilmek en üst norm olan Anayasa tarafından güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla insanların sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürebilmeleri devletin güvencesi altındadır. Bu sebeple işkence suçunda zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. İşkence suçunda zamanaşımı süresi nedir sorusunu cevapladıktan sonra TCK 97 ne anlama gelmektedir sorusunu cevaplamak oldukça uygun olacaktır.

TCK 97 Ne Anlama Gelmektedir

TCK 97 terk suçunu düzenmektedir. Buna göre bakıma muhtaç bir kişinin bakım ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan kişi tarafından kendine haline terk edilmesi durumunda ilgili kişiye 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilir. Buna ek olarak bakıma muhtaç kişinin terk edilmesi sonucunda bakıma muhtaç kişi ölmüş, yaralanmış ya da bir hastalığa yakalanmış ise faile verilecek olan ceza neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hükümlerine göre belirlenir. TCK 97 Ne anlama gelmektedir sorusunu yanıtladiktan sonra TCK 86 ne anlama gelmektedir sorusunu yanıtlamak oldukça yerinde olacaktır.

TCK 86 Ne Anlama Gelmektedir

TCK 86 kasten yaralama suçunu düzenlemektedir. Buna göre kasten bir kişinin vücuduna acı veren veya algılama yeteneğinin kısmen ya da tamamen bozulmasına sebep olan ya da sağlığının herhangi bir şekilde bozulmasına sebep olan kişiye 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken husus kasten yaralama suçunun mağdur üzerinde basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olması durumunda şikayet üzerine verilecek olan ceza 4 aydan 1 yıla kadar hapis ya da adli para cezası şeklinde olmaktadır. Buna ek olarak, kasten yaralama suçunun eşe, kardeşe, üstsoya altsoya karşı ya da silahla işlenmesi durumunda şikayet aranmaksızın verilecek olan ceza yüzde 50 oranında arttırılır. Ayrıca kasten yaralama suçunun beden ya da ruh bakımından savunmasız durumda olan bir kişiye karşı işlenmesi durumunda da aynı şekilde şikayet aranmaksızın verilecek olan ceza yarı yarıya arttırılır. Bununla beraber, kasten yaralama suçunun kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi durumunda da verilecek olan ceza şikayet aranmaksızın yüzde 50 oranında arttırılır. Bunun yanında, kasten yaralama suçunun bir kamu görevlisi tarafından kamu görevin kendisine getirdiği nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle işlenmesi durumunda da verilecek olan ceza yarı yarıya arttırılır. Görüldüğü üzere kasten yaralama ile işkence suçu arasındaki en önemli farklar işkence suçunun olusabilmesi için failin kamu görevlisi olması ve bununla beraber kamu görevlisinin anlık bir olay sonucunda değil sistematik olarak insan onuruna bağdasmayacak fiiller işlemesi gerekmektedir. TCK 86 ne anlama gelemjetedir sorusunu yanıtladiktan sonra TCK 256 ne anlama gelmektedir sorusunu yanıtlamak oldukça yararlı olacaktır.

TCK 256 Ne Anlama Gelmektedir  

TCK 256 bir kamu görevlisinin görevinin gerektirdiği ölçüyü aşarak kuvvet kullanma yoluna gitmesi durumunda kasten yaralama suçundan cezaya hükmedileceğini öngörmektedir. Bu noktada da kasten yaralama suçu ile işkence suçu arasındaki ayrım karşımıza çıkmaktadır. Şöyle ki kasten yaralama suçunun bir kamu görevlisi tarafından ani bir olay neticesinde işlenmesi durumunda işkence suçundan bahsedilmez. Örneğin, bir polis memurunun tartıştığı bir vatandaşı tartakmalaması polisin görevini icra ederken zor kullanma yetkisinin dışında çıkmaktadır. Buradan hareketle, bu örnek olayda işkence suçundan değil, TCK 256 da tanımlanan suç tipinden bahsedilebilir. Bilindiği gibi işkence suçunu kasten yaralama suçundan ayıran temel etmenler işkence suçunun bir kamu görevlisi tarafından ve sistematik bir şekilde işlenmesi gerektiğidir. TCK 256 ne anlama gelmektedir sorusunu yanıtladıktan sonra TCK 94 gerekçesi nasıl anlaşılmalıdır sorusunu cevaplamak oldukça faydalı olacaktır.

TCK 94 Gerekçesi Nasıl Anlaşılmalıdır  

Bilindiği gibi TCK 94 işkence suçunu tanımlamaktadır. TCK 94 gerekçesinde de devletin sınırları içinde yaşayan insanların sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmelerinin anayasa ve uluslararası anlaşmalar ile garanti altına alındığı belirtilmektedir. Bilindiği gibi işkence suçu insanlığa karşı bir suç olup devletin anayasa ve uluslararası anlaşmalar ile garanti altına aldığı insan onuruna yaraşır biçimde yaşama hakkının gaspıdır. Bu sebeple, işkence suçu en ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Ve buna ek olarak bu suçu işlemiş olan faillerin zamanaşımı ile korunması önlenmiş işkence suçu için zamanaşımı öngörülmemiştir.

TCK Psikolojik Baskı Hususunda İşkence ile Bir Ayrım Yapmış mıdır

Hiç şüphesiz TCK psikolojik baskı ile işkence arasında bir ayrım yapmış mıdır sorusu işkence suçu hususunda karşımıza en sık çıkan soruların başında gelmektedir. Bilindiği gibi işkence suçu ''sistematik...ruhsal yönden acı çekmesine...yol açacak davranışlar işlenmesi'' şeklinde tanımlanmaktadır. Dolayısıyla psikolojik baskı da bu kapsama girmektedir. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken husus her psikolojik baskının işkence suçu meydana getirmediğidir. İşkence suçunun olusabilmesi için psikolojik baskının bir kamu görevlisi tarafından işlenmesi ve buna ek olarak sistematik bir fiiller dizisi oluşturması gerekmektedir. Bu psikolojik baskının kamu görevlisi olmayan bir kişi tarafından işlenmesi sonucunda ise eziyet suçundan bahsedilebilir. TCK psikolojik baskı hususunda ile işkence bir ayrım yapmış mıdır sorusunu yanıtladiktan sonra TCK mevzuat işkence suçunu nasıl tanımlar sorusuna cevap vermek oldukça yerinde olacaktır.

TCK Mevzuat İşkence Suçunu Nasıl Tanımlar   

TCK mevzuat işkence suçunu nasıl tanımlar sorusu işkence suçu özelinde karşımıza çıkan en önemli soruların başında gelmektedir. Çünkü işkence suçunu anlayabilmek için kanun koyucunun işkence suçunu nasıl tanımadığını bilmek hayati öneme haizdir. TCK mevzuat içinde işkence suçunu bir kamu görevlisinin bir kişiye karşı insan onuruna bağdasmayacak şekilde aşağılayıcı biçimde ruhsal ve veya bedensel yönden acı çekmesine ya da algılama yeteneğinin bozulmasına sebep olacak davranışlarda bulunması şeklinde tanımlamıştır. İşkence suçunun kasten yaralama suçundan ve eziyet suçundan temel farkı işkence suçunun bir kamu görevlisi tarafından ve sistematik olarak işlenmesidir.


20 Ekim 2017 Cuma

Uyuşturucu Kullanma ve Bulundurma Suçu Cezası

Son yıllarda özellikle ülkemizde ve Batı toplumlarında gözle görülür bir artış grafiği çizen uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçu her ne kadar sert cezai yaptırımlara tabi olsa da yaygınlaşmaya devam etmektedir. Uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçu oldukça yaygın bir suç tipi olduğu için birçok kez dava konusu olmaktadır. Uyuşturucu kullanma ve bulundurma cezası itibariyle eylemin kendisine göre farklılaştırılmıştır. Şöyle ki kanun koyucu uyuşturucu kullanma ve bulundurma sucu ile uyuşturucu madde imali ve uyuşturucu madde ticareti suçları arasında bir ayrıma gitmektedir. Ki cezanın fiil ile orantılı ve bağlantılı olması ilkesi göz önünde tutulduğu zaman bu ayrımın ne kadar haklı bir ayrım olduğu görülecektir. Uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçu oldukça yaygın bir suç tipi olduğu için birçok insanın aklında bu suç çeşidi hakkında soru işaretleri oluşmaktadır. Bu soruları kısaca uyuşturucu cezaları yeni yasa 2018 yılında çıkar mı denetimli serbestlik uyuşturucu kullanma durumunda ne olur uyuşturucu kullanmanın cezası nedir uyuşturucu madde satmanın cezası nedir uyuşturucu cezaları 2018 yılında değişecek mi uyuşturucu madde ticareti suçunun unsurları nelerdir uyuşturucu madde kişisel kullanım miktarı cezayı etkiler mi Uyuşturucu Cezaları kaç yıl 2018 yılında değişiklik olur mu şeklinde sıralamak mümkündür. 

Uyuşturucu Cezaları Yeni Yasa 2018

Öncelikle uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçu özelinde en sık karşımıza çıkan soruların başında uyuşturucu cezaları yeni yasa 2018 yılında çıkar mı sorusu gelmektedir. Bilindiği gibi 2015 yılında yargısal alanda yapılan birçok değişikliği 2016 yılında OHAL süreci ile birlikte birçok reform izledi. Bu reformlar ile birlikte çıkan Kanun Hükmünde Kararnameler ile birçok suçun cezasına değişiklik getirildi. Bütün bunların da bir sonucu olarak uyuşturucu cezaları yeni yasa ile birlikte 2018 yılında değişecek şeklinde söylentiler ortaya çıktı. Her ne kadar uyuşturucu cezaları yeni yasa 2018 yılında çıkar mı sorusuna şimdiden kesin ve net bir cevap verebilmek mümkün olmasa da 2016 yılındaki OHAL süreci ile birlikte bu alanda yapılan bazı değişiklikleri göz önünde bulundurarak şu an için böyle bir yeni yasanın gündemde olmadığını görmek çok da zor değil. 
 

Denetimli Serbestlik Uyuşturucu Kullanma 

Hiç kuşkusuz denetimli serbestlik uyuşturucu kullanma durumunda ne olur sorusu uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçu hakkında en sık karşımıza çıkan soruların başında gelmektedir. Denetimli serbestlik mekanizmasından yararlanan kişinin yükümlülüklerine aykırı hareket etmesi durumunda duruşmaya gelerek beyanda bulunması ve buna ek olarak duruşma gününe kadar yazılı açıklamayı da mahkemeye iletmek gerekmektedir. Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymama yapılan duruşmaya mazeret bildirmeksizin katılmayan ilgili kişi hakkında cezaya hükmolunabileceği uyarısını içeren davetiye gönderilir. Kişinin bu davetiye rağmen duruşmaya gelmemesi durumunda mahkeme ilgli kişi hakkında hüküm verebilecektir. 

Uyuşturucu Kullanmanın Cezası Nedir 

Türk Ceza Kanunu'nun 191. Maddesi açık ve net bir biçimde uyuşturucu kullanmanın cezası nedir sorusuna cevap vermektedir. Buna göre kullanmak amacıyla uyuşturucu madde veya uyuşturucu madde içeren uyarıcı bir madde satın alan, kabul eden ya da bulunduran veya bahsi geçen maddeleri kullanan kişi 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kanun koyucu uyuşturucu kullanmanın cezası hususunda uyuşturucu ticareti cezasında olduğu kullanılan uyuşturucu ya da uyarıcı maddenin miktarı veya çeşidi açısından bir ayrım yapmamıştır. 

Uyuşturucu Madde Satmanın Cezası

Türk Ceza Kanunu'nun 188. Maddesi uyuşturucu madde satmanın cezası ne kadar sorusuna açık ve net bir cevap vermiştir. Buna göre uyuşturucu ya da uyuşturucu madde içeren uyarıcı maddeyi ülke içinde ruhsatsız olarak ya da ruhsata aykırı olarak satan, veren, satışa arz eden, nakleden, depolayan, satın alan veya bulunduran kişi 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ve buna ek olarak 20000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Görüldüğü gibi kanun koyucu uyuşturucu madde satmanın cezası hususunda uyuşturucu kullanmanın cezasına göre bir ayrım gözetmiş ve bununla da kalmayarak uyuşturucu madde ticareti cezası içinde de kendi içinde bir ayrıma gitmiştir. Şöyle ki uyuşturucu ya da uyuşturucu içeren uyarıcı maddeleri ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası ve 20000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırken uyuşturucu ya da uyarıcı maddeyi yurtiçinde satan veya satışa arz eden kişi 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ve 20000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılmaktadır. 


Uyuşturucu Cezaları 2018

Uyuşturucu cezaları 2018 yılında değişecek mi sorusu uyuşturucu suçu ve buna bağlı suçların oldukça yaygın bir hale gelmeleri sebebiyle fazlasıyla sık karşımıza çıkan bir sorudur. Bu sorunun bu karar sık karşımıza çıkmasının bir diğer sebebi de bilindiği gibi 2015 yılında yapılan yargısal değişiklikler ve 2016 yılında OHAL süreci ile birlikte çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler marifetiyle birçok suçun cezasının değiştirilmesidir. Bütün bunların sonucunda her ne kadar uyuşturucu cezaları 2018 yılında değişecek şeklinde bir algı oluşmuş olsa da ceza hukuku alanında henüz yeni sayılabilecek değişikliklerin yapıldığı göz önüne alındığı zaman şu an için böyle bir değişikliğin söz konusu olmadığını söylemek zor değil. 

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Unsurları 

Uyuşturucu madde ticareti suçunun unsurları nedir sorusuna cevap verebilmek için Türk Ceza Kanunu'nda uyuşturucu madde ticareti suçunun tanımına bakmak yeterlidir. Türk Ceza Kanunu'nun 188. Maddesinde uyuşturucu ticareti suçu, uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal ithal veya ihraç etmek şeklinde tanımlanmaktadır. Yani suçun unsurları uyuşturucu ya da uyarıcı maddenin imal edilmesi, ithal edilmesi ve ihraç edilmesidir. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken husus uyuşturucu ticareti suçundan bahsedilebilmesi için uyuşturucu ticareti suçunun unsurları olarak saydığımız fiillerden birinin işlenmesinin yeterli olduğudur.  

Uyuşturucu Madde Kişisel Kullanım Miktarı 

Uyuşturucu madde kişisel kullanım miktarı nedir sorusu uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçu ile ilgili olarak karşımıza en sık çıkan soruların başında gelmektedir. Her ne kadar mahkemelerde genel kabul olarak 1 kg esrarın kişisel kullanım için bulundurulan miktar olarak kabul edilmiş olsa da Yargıtay uyuşturucu satışının çok daha az miktarlar ile de gerçelleştirilebileceği görüşü ile 600-700 gram üzerindeki esrarı ticaret amacıyla bulundurulabileceğine kanaat getirmiştir. Yine Yargıtay kişi üzerinde eroin ve kokain maddelerinden 20 gram ve üzeri bulunması halinde uyuşturucu madde ticareti suçu olarak kabul etmektedir. Bununla beraber, 50 adet ve üzeri hapın kişi üzerinde bulunması da Yargıtay ictihatlarına göre uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçu değil, uyuşturucu ticareti suçu teşkil etmektedir. Peki kişide bu miktarları geçmeyen ancak birden fazla çeşit uyuşturucu madde bulunması durumunda ne olacaktır? Örneğin, kişinin üzerinde 10 gram eroin ya da kokain ve buna ek olarak 40 adet uyuşturucu madde içeren hap bulunursa işlediği suç uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçu mu yoksa uyuşturucu madde ticareti suçu mu söz konusu olacaktır? Yargıtay bu konuda oldukça nettir. Şöyle ki kişinin üzerinde birden fazla çeşit uyuşturucu madde bulunması halinde uyuşturucu maddelerin miktarları kabul edilmiş olan miktardan az olsa dahi uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçundan değil, uyuşturucu ticareti suçundan bahsedilir. 

Uyuşturucu Cezaları Kaç Yıl 2018 Yılında Değişiklik Olur mu

Öncelikle uyuşturucu cezaları kaç yıl 2018 yılında değişiklik olur mu sorusunu daha açık ve net bir biçimde cevaplayabilmek için bu soruyu ikiye ayırmak oldukça yararlı olacaktır. Buna göre kullanmak için uyuşturucu madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak filleri 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Buna ek olarak, uyuşturucu madde imal, ithal ya da ihraç eden kişi 20 yıldan 30 yıla kadar hapis ve 20000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bunun yanında, uyuşturucu ya da uyarıcı maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa sunan, başka kişilere veren, sevk eden, nakleden, depolayan, kabul eden, bulunduran kişi 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ve buna ek olarak 20000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Peki uyuşturucu suçu cezaları 2018 yılında herhangi bir değişikliğe uğrar mı? Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bu soruya kesin ve net bir cevap verebilmek mümkün değildir. Ancak geçmiş uygulamalara bakılarak bu soru hakkında tahminde bulunmak mümkündür. Şöyle ki 2015 yılında ceza hukuku alanında yapılan değişiklikler ve bu değişikliklere ek olarak 2016 yılında gerçekleştirilen reformlar birçok suç çeşidinin cezalarında değişiklikler öngördü. Bu değişikliklerin henüz yeni yapıldığı düşünüldüğünde şu an için gündemde bu tarz bir değişiklik olmadığını söylemek mümkündür. 

17 Ekim 2017 Salı

Özel Evrakta Sahtecilik Suçu Cezası

Yapısı gereği hata yapma eğilimi olan insan birçok farklı alanda suç işlemekte ve buna bağlı olarak birçok suç çeşidi ortaya çıkmaktadır. İşte bu suç çeşitlerinden birisi de özel evrakta sahtecilik suçu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilindiği gibi özel evrakta sahtecilik suçu kişinin kendisine ya da bir başkasına çıkar sağlamak amacıyla sahte bir evrak düzenlemesi, kullanması veya varolan bir özel evrakı tahrif etmesi fiiline karşılık gelen suç çeşididir. Özel belgede sahtecilik suçu her ne kadar resmi belgede sahtecilik suçu ile karıştırılıyor olsa da bu iki suç tipi arasındaki fark resmi belgede sahtecilik suçunda resmi bir belgenin sahte olarak düzenlenmesi, kullanılması ya da değiştirilmesi söz konusu iken özel belgede sahtecilik suçunda aynı fiillerin özel bir belge üzerinde gerçekleştirilmesi söz konusudur. Peki özel evrakta sahtecilik suçu cezası nedir? Bu soruya daha açık ve net bir cevap verebilmek için bu konu hakkında karşımıza sık sık çıkan soruları teker teker cevaplamak oldukça yararlı olacaktır. Bu soruları kısaca Evrakta sahtecilik suçu cezası nedir özel belgede sahtecilik zamanaşımı süresi nedir özel belgede sahtecilik Yargıtay kararları ne yöndedir özel belgede sahtecilik şikayetten vazgeçme ne sonuçlar doğurur özel belge nedir imzada sahtecilik nedir evrakta sahtecilik zamanaşımı süresi nedir evrakta sahtecilik cezası paraya çevrilir mi şeklinde sıralamak mümkündür. 

Evrakta Sahtecilik Suçu Cezası 

Hiç şüphesiz evrakta sahtecilik suçu cezası nedir sorusu gerek resmi evrakta sahtecilik suçu özelinde gerek özel evrakta sahtecilik suçu konusunda en merak edilen soruların başında gelmektedir. Öncelikle, özel evrakta sahtecilik suçunun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken husus söz konusu 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasının Türk Ceza Kanunu'nda özel evrakta sahtecilik suçu olarak tanımlanan her eylem için geçerli olmasıdır. Yani özel bir belgeyi değiştirmek, özel bir belgeyi sahte şekilde düzenlemek eylemlerinin cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Buna ek olarak, resmi evrakta sahtecilik suçu cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır. Başka bir deyişle resmi evrak niteliği taşıyan bir belgenin başkasını aldatmak ve çıkar sağlamak amacıyla kullanılması, oluşturulması, değiştirilmesi eylemlerinin cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak resmi evrakta sahtecilik suçunun nitelikli hali işlenmiş ise   

Özel Belgede Sahtecilik Zamanaşımı  

Özel belgede sahtecilik zamanaşımı süresi nedir sorusu özel belgede sahtecilik suçu hakkında en sık karşımıza çıkan soruların basında gelmektedir. Özel belgede sahtecilik dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Başka bir deyişle, özel belgede sahtecilik suçu 8 yıl içinde şikayet edilirse suç soruşturulur. 

Özel Belgede Sahtecilik Yargıtay Kararları 

Özel Belgede sahtecilik Yargıtay kararları açısından incelendiği zaman da karşımıza özel belgede sahtecilik suçunun genelde sahte imza atmak yani imza taklit etmek suretiyle işlendiği görülmektedir. Peki özel belgede sahtecilik Yargıtay kararları ne yöndedir? Özel belgede sahtecilik Yargıtay kararları incelendiği zaman Yargıtay'ın imza taklit etmek suretiyle işlenen özel belgede sahtecilik suçu ile ilgili olarak imzası taklit edilen şahsın rızası varsa söz konusu eylemi yani imza taklit etme fiilini suç saymadığı görülmektedir. Aslında her ne kadar kanunda söz konusu eylemin suç sayılmaması kişinin rızasına ek olarak kişiye zarar verilmemiş olması şartı da aranıyor olsa da Yargıtay bu noktada kişinin kendi kendisine zarar verecek bir eyleme rıza göstermeyeceği varsayımı ile hareket ederek kişinin rızasının olup olmamasına öncelik tanımıştır. Ancak teorik olarak düşünmek gerekirse imzası taklit edilen kişinin özel belgede sahtecilik suçu teşkil eden eylem sonucunda zarar görmemiş olması şartı da oldukça önemlidir. 

Özel Belgede Sahtecilik Şikayetten Vazgeçme 

Hiç şüphesiz özel belgede sahtecilik şikayetten vazgeçme ne gibi sonuçlar doğurur sorusu özel belgede sahtecilik suçu özelinde en sık karşımıza soruların başında gelmektedir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki şikayete bağlı suçlarda şikayetin belli bir süresi olduğu gibi şikayetin geri alınması ile birlikte suçun cezai yaptırım anlamında etkileri ortadan kalkmaktadır. Ancak özel belgede sahtecilik suçu şikayete bağlı bir suç değildir. Dolayısıyla özel belgede sahtecilik suçu için bir şikayet süresi de söz konusu değildir.   

Özel Belge Nedir

Öncelikle, özel belgede sahtecilik suçu hakkında en çok merak edilen sorulardan birisi özel belge nedir sorusudur. Özel belge nedir sorusuna daha iyi cevap verebilmek için önce resmi belge nedir sorusuna cevap vermek oldukça faydalı olacaktır. Resmi belge ya da resmi evrak bir kamu görevinin ifası için bir kamu görevlisi tarafından hazırlanmış olan belgelerdir. İşte resmi belgeler dışında kalan belgeler özel belgedir. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken husus kambiyo, cek senedi, tahvil ve vasiyetname gibi belgelerin özel belge gibi gözükmelerine karşın Türk Ceza Kanunu tarafından resmi belge olarak kabul edilmiş olmalarıdır. 

İmzada Sahtecilik

Hiç kuşkusuz imzada sahtecilik nedir sorusu özel evrakta sahtecilik suçu cezası hususunda en sık karşımıza çıkan soruların başında gelmektedir. Bu durumun yegane sebebi imzada sahtecilik eyleminin özel evrakta sahtecilik suçunun en sık görülen şekillerinde birisi olmasıdır. İmzada sahtecilik bilindiği gibi bir kişinin başka bir kişinin yerine imza atması fiilidir. Bilidindigi gibi bir eylemin imzada sahtecilik suçu teşkil etmemesi için imza taklit eden kişinin imzasını taklit ettiği kişiye bu eylemle beraber zarar vermemiş olması ve bu şarta ek olarak imzası taklit edilen kişinin rızasının olması gerekmektedir. 

Evrakta Sahtecilik Zamanaşımı

Evrakta Sahtecilik zamanaşımı süresi nedir sorusu özel evrakta sahtecilik suçu özelinde en sık karşımıza çıkan sorulardan birisidir. Resmi evrakta sahtecilik suçu zamanaşımı süresi 8 yıldır. Başka bir deyişle, resmi evrakta sahtecilik suçu teşkil eden bir fiili gerçekleştirmiş olan faile 8 yıl içinde ceza verilmezse tekrar aynı suç sebebiyle kovuşturma yapmak mümkün olmaz. Peki özel evrakta sahtecilik zamanaşımı süresi nedir? Özel evrakta sahtecilik dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Yani savcılık özel evrakta sahtecilik suçu sebebiyle 8 yıl boyunca soruşturma açma imkanına sahiptir.  

Evrakta Sahtecilik Cezası Paraya Çevrilir mi

İnternet ortamında evrakta sahtecilik suçu ile ilgili olarak en sık karşımıza çıkan soruların başında evrakta sahtecilik cezası paraya çevrilir mi sorusu gelmektedir. Bu soruya daha açık ve net bir cevap verebilmek için evrakta sahtecilik suçunu resmi evrakta sahtecilik suçu ve özel evrakta sahtecilik suçu olarak ikiye ayırmak oldukça faydalı olacaktır. Buna göre resmi evrakta sahtecilik cezası paraya çevrilir mi sorusunun cevabı hayır olacaktır. Çünkü resmi evrakta sahtecilik suçu para cezasına cevrilebilen suçlar arasında yer almamaktadır. Buna karşın, özel evrakta sahtecilik cezası paraya çevrilir mi sorusuna verilecek cevap evet olacaktır. Çünkü özel evrakta sahtecilik suçu cezası paraya çevrilebilen bir suç türüdür. Başka bir deyişle, özel evrakta sahtecilik suçu cezası adli para cezasına çevrilir ancak resmi evrakta sahtecilik suçu cezası paraya çevrileremez. 

7 Ekim 2017 Cumartesi

Açık Cezaevine Nasıl Geçilir

Son yıllarda özellikle modern hukuk sistemlerinde kendini iyiden iyiye hissettirmeye başlayan alternatif cezalar uygulayarak cezaları hafifletme eğiliminin bir sonucu olarak ortaya çıkan alternatif ceza lardan birisi de açık cezaevidir. Bilindiği gibi açık cezaevi, kapalı cezaevinin aksine sıkı güvenlik önlemleri bulunmayan mahkumlara daha fazla esneklik tanıyan ve sosyal hayat noktasında çok daha az bir izolasyon yaratan bir ceza hukuku kurumudur. Peki açık cezaevine nasıl geçilir? Bu soru belki de bir çok hükümlünün ve onların ailelerinin aklındaki en önemli soru işte bu yazımızda bu soruya cevap vermeye çalışacağız. Ancak bu soruya daha açık ve net bir cevap verebilmek adına önce açık cezaevi hususunda karşımıza sık çıkan soruları teker teker yanıtlayalım. Bu soruları kısaca açık cezaevine geçiş dilekçesi nasıl yazılır açık cezaevi izin şartları nelerdir açık cezaevine ayrılma yönetmeliği 2018 yılında değişti mi açık cezaevine geçiş hesaplama yöntemi nasıldır açık cezaevine geçiş şartları nelerdir şeklinde sıralayabiliriz.

Açık Cezaevine Geçiş Dilekçesi

Açık cezaevine geçiş dilekçesi nasıl yazılır sorusu açık cezaevine geçiş düşünen hükümlülerin karşısına ilk çıkan soru işareti olarak gösterilebilir. Açık cezaevine geçiş dilekçesi aşağıdaki şekilde yazılır:

                                                          01/08/2018
...KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU MÜDÜRLÜĞÜNE 

...CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI İLAMAT VE İNFAZ BÜROSUNA

     Halen müdürlüğünüzde ... nolu koğuşta hükümlü olarak yatmaktayım. Cezanın kalan kısmı ... gün olup, 22/02/2017 tarihinde Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren açık ceza infaz kurumlarına dair yönetmelik kapsamında ... Açık Ceza İnfaz Kurumu'na geçişimin yapılmasını arz ederim. 
                                                            Ad Soyad 
                                                            İmza

Açık Cezaevi İzin Şartları 

Açık cezaevi izin şartları Açık cezaevine geçiş konusunda en önemli soru işaretlerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna göre hükümlü açık cezaevine teslim olduğu tarihten itibaren 15 gün içinde izin kullanabilir. Bundan sonraki izin hakkını ise 3 ay sonra kullanabilir. Hükümlü bu sekilde senede 4 kere izin hakkı kullanabilmektedir. Buna ek olarak, hükümlüye yol izni de verilir. Buna göre hükümlüye en az 1 gün en fazla 3 gün yol izni verilir. Yol izni süresi hükümlünün izin için gideceği yerin uzaklık göz önünde bulundurularak belirlenir. 

Açık Cezaevine Ayrılma Yönetmeliği 2018

Açık cezaevine ayrılma yönetmeliği 2018 yılında değişecek mi sorusu açık cezaevi hususunda en sık karşımıza çıkan soruların başında gelmektedir. Bu durumun sebebi hiç şüphesiz 2016 yılında özellikle OHAL süreci ile birlikte daha da artarak devam eden yargısal reformlardır. Ancak açık cezaevine ayrılma yönetmeliğinin 2 Şubat 2017 tarihinde değiştirildiği düşünüldüğünde açık cezaevine ayrılma yönetmeliği 2018 yılında değişecek mi sorusuna verilebilecek en net cevap hayır şeklinde olacaktır. 

Açık Cezaevine Geçiş Hesaplama

Açık cezaevine geçiş hesaplama nasıl yapılır sorusuna verilecek kesin ve net bir cevap bulunmamakla beraber her hükümlünün kendi özel durumuna göre açık cezaevine geçiş hesaplama yapması yerinde olacaktır. Şöyle ki cezalarının 1/10'unu kapalı ceza infaz kurumunda iyi halli olarak geçiren ve koşullu salıverilme tarihine 7 yıl veya daha az süre kalan hükümlülerin, müebbet hapis cezasına mahkum olup koşullu salıverilme tarihine 5 yıl ya da daha az süre kalmış olan hükümlülerin, cezalarını yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumunda ya da herhangi bir kapalı ceza infaz kurumunun yüksek güvenlikli bir bölümünde çekip cezalarının 1/3'ünü iyi halli olarak tamamlayan ve koşullu salıverilme tarihine 3 yıl ya da daha az bir süre kalmış olan hükümlülerin kapalı cezaevinden açık cezaevine ayrılma şartları yerine gelmiş sayılır ve kapalı cezaevinden açık cezaevine ayrılabilirler.

Kapalı Cezaevinden Açık Cezaevine Geçiş Şartları 

Kapalı cezaevinden açık cezaevine geçiş şartları nelerdir sorusu açık cezaevine geçiş konusunda en önemli sorulardan birisidir. Buna göre cezalarının 1/10'unu kapalı ceza infaz kurumunda iyi halli olarak geçiren ve koşullu salıverilme tarihine 7 yıl veya daha az süre kalan hükümlülerin, müebbet hapis cezasına mahkum olup koşullu salıverilme tarihine 5 yıl ya da daha az süre kalmış olan hükümlülerin, cezalarını yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumunda ya da herhangi bir kapalı ceza infaz kurumunun yüksek güvenlikli bir bölümünde çekip cezalarının 1/3'ünü iyi halli olarak tamamlayan ve koşullu salıverilme tarihine 3 yıl ya da daha az bir süre kalmış olan hükümlülerin kapalı cezaevinden açık cezaevine ayrılma şartları yerine gelmiş sayılır ve kapalı cezaevinden açık cezaevine ayrılabilirler.

Açık Cezaevi ile Kapalı Cezaevi Arasındaki Farklar 

Açık Cezaevi hususunda en çok merak edilen noktalardan birisi hiç şüphesiz açık cezaevi ile kapalı cezaevi arasındaki farklardır. Açık cezaevi ile kapalı cezaevi arasındaki en önemli fark açık cezaevinin kapalı cezaevinin aksine ciddi bir güvenlik denetimine sahip olmamasıdır. Buna ek olarak açık cezaevi hükümlülere daha esnek imkanlar tanımaktadır. Örneğin, açık cezaevinde cezasını çekmekte olan bir hükümlü belli şartların oluşması halinde cezaevinden çıkıp yakınları ile sınırlı bir süre de olsa vakit geçirebilmektedir. Açık cezaevinde hükümlü açık cezaevine teslim olduğu tarihten itibaren 15 gün içinde izin kullanabilir. Bundan sonraki izin hakkını ise 3 ay sonra kullanabilir. Hükümlü bu sekilde senede 4 kere izin hakkı kullanabilmektedir. Buna ek olarak, hükümlüye yol izni de verilir. Buna göre hükümlüye en az 1 gün en fazla 3 gün yol izni verilir. Yol izni süresi hükümlünün izin için gideceği yerin uzaklık göz önünde bulundurularak belirlenir. Buna ek olarak, açık cezaevindeki hükümlüler cezaevi dışındaki is yerlerinde çalışma hakkına sahiptirler. Ayrıca açık cezaevinde kalan hükümlüler kimse tarafından dinlenmeden telefonla görüşme yapabilme olanağına da sahiptirler. 

Açık Cezaevinde Telefon Serbest mi

Açık cezaevinde telefon serbest mi sorusu açık cezaevine geçiş hususunda oldukça sık karşılaştığımız bir sorudur. Bu soruya verilecek olan en açık ve net cevap evet şeklinde olacaktır. Açık cezaevinde kalan hükümlülerin kimse tarafından dinlenmeksizin telefonla konuşma hakları mevcuttur.

4 Ekim 2017 Çarşamba

Denetimli Serbestlik Nedir

Son yıllarda ceza hukukunun modernleşmesi ile birlikte verilen cezalar azaltılması ve verilen cezalar alternatif olarak daha hafif cezaların verilmesi söz konusudur. Bu alternatif cezaların en yaygın uygulama alanı bulanlarından birisi de hiç kuşkusuz denetimli serbestlik kurumudur. Bilindiği gibi denetimli serbestlik hükümlünün ve işlediği suçun belli şartları taşıması halinde cezasını sosyal hayat içerisinde tamamlanmasına imkan tanıyan bir ceza hukuku kurumudur. Denetimli serbestlik hükümlünün cezası boyunca ailesinden ve sosyal hayattan izole olmasını engellemek amacıyla uygulanan bir alternatif cezadır. Peki denetimli serbestlik nasıl uygulanır? Basitçe anlatmak gerekirse hükümlü koşullu salıverilme tarihine belli bir süre kala tahliye edilerek cezasının kalan kısmını sosyal hayata entegre bir şekilde toplum içinde çeker. İşte bu denli önemli ve bir o kadar da komplike bir kurum söz konusu olunca insanların aklında pek çok soru işareti beliriyor. Şimdi denetimli serbestlik kurumu ile ilgili karşımıza en sık çıkan soruları teker teker irdeleyerek yanıtlayalım. Denetimli serbestlik imza çizelgesi ihlal durumunda ne olur denetimli serbestlik kimlere uygulanır denetimli serbestlik imza ihlali durumunda ne olur denetimli serbestlik nedir nasıl uygulanır denetimli serbestlik kaç yıl denetimli serbestlik kimleri kapsıyor denetimli serbestlik yönetmeliği değişti mi denetimli serbestlik uyuşturucu suçunu kapsıyor mu 

Denetimli Serbestlik İmza Çizelgesi 

Denetimli serbestlik imza çizelgesi ihlali durumunda nasıl olur sorusu oldukça sık karşımıza gelen bir sorudur. Bu durumun sebebi hiç şüphesiz denetimli serbestlik sürecinde imza atma konusunda gerekli hassasiyeti göstermeyenlerin azımsanmayacak sayıda olmasıdır. Soruya dönecek olursak denetimli serbestlik imza çizelgesi ihlal durumunda ilgili kişinin mazeret dilekçesi yazarak ilgili makamlara bildirimde bulunmalıdır. Buna ek olarak, ilgili kişi mazeretini belgeleyerek bu belgeleri de dilekçe ekinde sunmalıdır. İlgili kişinin mazereti hakkında herhangi bir bildirimde bulunmaması ya da mazeretini belgelememesi halinde cezaya hükmedilmesi mümkündür. Bu durumda ilgili kişiden duruşma gününe kadar ifadesini yazılı olarak vermesi ve duruşmaya gelerek beyan vermesi istenir. Bunların yapılmaması halinde ise mahkeme ilgili kişi hakkında cezaya hükmedebilmektedir.   

Denetimli Serbestlik Kimlere Uygulanır 

Denetimli Serbestlik Kimlere Uygulanır sorusu belki de çoğu hükümlünün merak ettiği bir sorudur. Denetimli serbestlik, denetimli serbestlik kanununda belirtilen suçları işlemiş olan kişilerin yine aynı kanında belirtilen şartları taşıması halinde yararlanılabilen bir ceza hukuku kurumudur. Denetimli serbestlik kimlere uygulanır sorusuna daha net bir cevap verebilmek adına işlenen suçları 01.07.2016 tarihinden önce işlenen suçlar ve bu tarihten sonra işlenen suçlar olarak 2'ye ayırmak oldukça yararlı olacaktır. Çünkü bilindiği gibi 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile birlikte 01.07.2016 tarihinden önce işlenmiş olan suçlar için farklı bir denetimli serbestlik prosedürü öngörülmüştür. Buna göre 01.07.2016 tarihinden önce işlenmiş suçlar için denetimli serbestlik süresi 2 yıl olarak belirlenmiştir. Buna ek olarak, süreli hapis cezası almış olan mahkumlar cezalarının yarısını ceza infaz kurumunda çekmeleri halinde koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanabilecekler. Fakat bu noktada dikkat edilmesi gereken husus suçun 01.07.2016 tarihinden önce işlenmiş olması gerekliliğidir. Yani suçla ilgili olarak verilen kararın belirtilen tarihten önce ya da sonra olmasının bir önemi yoktur. Ancak bazı suçlar bu kapsamın dışında bırakılmıştır. Buna göre kasten adam öldürme suçunu, kasten yaralama suçunu (altsoyuna, üstsoyuna, eşine, kardeşine veya beden ve ruh sağlığı açısından kendisini savunmaya cak durumda olan insanlara karşı) cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan birini, özel hayatın gizliliğine karşı suçlardan birini, uyuşturucu veya uyarıcı madde imali ya da ticareti suçlarından birini işleyenler söz konusu Kanun Hükmünde Kararnameden yararlanamazlar. Ayrıca, yasadışı örgüt üyeliği suçu da dahil olmak üzere devletin güvenliğine karşı suçlardan birini, anayasal düzene karşı suçlardan birini, milli savunmaya karşı suçlardan birini, Devlet sırlarını ilişkin suçlardan birini, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan birini, örgütlü suçlardan birini, bankacılık zimmet suçunu ve taahüt ihlal suçu işleyenler de söz konusu Kanun Hükmünde Kararnameden yararlanamazlar. Bunlara ek olarak, cezaevinde disiplin cezası alıp da cezası kaldırılmayan hükümlüler ve koşullu salıverilme hakkı geri alınan hükümlüler de ilgili Kanun Hükmünde Kararnameden yararlanamazlar. 

Denetimli Serbestlik İmza İhlali

Denetimli serbestlik imza ihlali durumunda ne olur sorusuna daha net bir cevap verebilmek için öncelikle yukarıda bahsi geçen Kanun Hükmünde Kararnameden yararlanan hükümlülerin imza ihlali yapması ne gibi sonuçlar doğurur sorusuna cevap vermek oldukça yerinde olacaktır. Buna göre 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameden yararlanan bir hükümlü imza ihlali ya da yerine getirmek zorunda olduğu başka bir yükümlülüğü ihlal ederse yukarıda da bahsi geçen yarı yarıya infaz indiriminden yararlanma imkanını korur ancak 2 yıllık denetimli serbestlik süresinden yararlanamaz. 

Denetimli Serbestlik Nedir Nasıl Uygulanır 

Denetimli serbestlik nedir nasıl uygulanır sorusu denetimli serbestlik hakkında en sık karşımıza çıkan soruların başında gelmektedir. Öncelikle denetimli serbestlik kişinin cezasını sosyal hayata entegre bir biçimde çekmesine olanak tanıyan bir ceza hukuku kurumudur. Gerekli şartların oluşması halinde hükümlü koşullu salıverilme tarihine belli bir süre kala belli bir denetim altında olmak kaydıyla serbest bırakılmaktadır. 

Denetimli Serbestlik Kaç Yıl 

Denetimli serbestlik kaç yıl sorusuna daha net bir cevap verebilmek için işlenen suçun 01.07.2016 tarihinden önce mi yoksa sonra mı işlendiği oldukça önemlidir. Bilindiği gibi 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile birlikte bazı suçlara istisna getirilmek üzere belirtilen tarihten önce işlenen suçlar için farklı bir denetimli serbestlik rejimi ön görülmüştür. Buna göre 01.07.2016 tarihinden önce işlenen suçlar için 2 yıllık denetimli serbestlik süresi belirlenmiştir. Ancak aşağıdaki suçlar 2 yıllık denetimli serbestlik imkanından yararlanmayı imkansız kılmaktadır: kasten adam öldürme suçu, kasten yaralama suçu (altsoyuna, üstsoyuna, eşine, kardeşine veya beden ve ruh sağlığı açısından kendisini savunmaya cak durumda olan insanlara karşı) cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, özel hayatın gizliliğine karşı suçlar, uyuşturucu veya uyarıcı madde imali ya da ticareti suçu kasten adam öldürme suçunu, kasten yaralama suçu (altsoyuna, üstsoyuna, eşine, kardeşine veya beden ve ruh sağlığı açısından kendisini savunamayacak durumda olan insanlara karşı) cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, özel hayatın gizliliğine karşı suçlar, uyuşturucu veya uyarıcı madde imali ya da ticareti suçlar

Denetimli Serbestlik Kimleri Kapsıyor 

Denetimi serbestlik kimleri kapsıyor sorusu hiç kuşkusuz denetimli serbestlik hususunda en sık karşımıza çıkan soruların başında gelmektedir. Öncelikle, denetimli serbestlik kurumundan yararlanmak isteyen hükümlünün hakime denetimli serbestlik kurumundan yararlanmak istediğine dair bir talepte bulunması gerekmektedir. Denetimli serbestlikten yararlanmak isteyen hükümlü 6 ayını kesintisiz olarak açık ceza infaz kurumunda geçirmiş olmalıdır. Buna ek olarak hükümlünün kosullu salıverilme tarihine 1 yıl veya daha az bir süre kalmış olması gerekmektedir. Ayrıca hükümlü ceza infaz kurumunda kaldığı süre içinde olumlu davranışlar sergilemiş olmalıdır. Çocuk hükümlüler için bu durum farklılık arz etmektedir. Buna göre çocuk hükümlünün denetimli serbestlik kurumundan yararlanabilmesi için cezasının 5'te 1'ini tamamlamış olması gerekmektedir. Bu duruma ek olarak yaşlılık ya da engelli olma sebebiyle kosullu salıverilme tarihine 2 yıl veya daha az zaman kalmış olma şartı 3 yıl olarak uygulanabilmektedir. 

Denetimli Serbestlik Yönetmeliği 

Denetimli Serbestlik Yönetmeliği değişti mi sorusu denetimli serbestlik hususunda oldukça sık karşımıza çıkan bir sorudur. Bu değişim beklentisinin sebebi hiç kuşkusuz son yıllarda yargı alanında yapılan reformlardır. Soruya dönecek olursak denetimli serbestlik yönetmeliği değişmedi. Fakat belli şartlar altında denetimli serbestlik farklı regulasyonlara tabi hale getirildi. Şöyle ki OHAL süreci ile birlikte çıkarılan 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile birlikte denetimli serbestlik kurumu farklı bir prosedüre bağlanmıştır. Örneğin, Kanun Hükmünde kararnamede belirtilen bazı suçlar dışındaki suçları 01.07.2016 tarihinden önce işleyenler 2 yıllık denetimli serbestlik kurumundan yararlanabilecekler.   

Denetimli Serbestlik Uyuşturucu 

Denetimli serbestlik uyuşturucu suçunu kapsıyor mu sorusu özellikle son yıllarda oldukça artan uyuşturucu madde kullanımı ile birlikte oldukça sık karşımıza çıkmaya başladı. Denetimli serbestlik uyuşturucu kullanma ya da bulundurma suçlarında uygulanabilen bir ceza hukuku kurumudur. Uyuşturucu kullanma ya da bulundurma suçu işlemiş olan kişi için denetimli serbestlik prosedürü şu şekilde işlemektedir: Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde ilgili kişiden denetim programına katılmasını talep eder. İlgili kişinin 10 gün içinde denetim programına katılmaması halinde denetimli serbestlik programına uyulmadığı gerekçesi ile tutanak tutulur. Ve dosya tekrar savcılığa gönderilir. Bunun üzerine Cumhuriyet savcısı da denetimli serbestlik programına uyulmadığı gerekçesi ile iddianame düzenleyerek kamu davası açar. İlgili kişinin 10 günlük sürede Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvuru yapması ancak 2 kez programı ihlal etmesi halinde dosya yine savcılığa gönderilir. İlgili kişinin denetimli serbestlik programına uyması halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Ayrıca denetimli serbestlik programının ihlal edilmesi durumunda ilgili kişinin denetimli serbestlik tedbirine uymadığı gerekçesi ile duruşmaya gelmesi ve bu konuda ifade vermesi buna ek olarak duruşma gününe kadar ifadesini yazılı olarak da bildirmiş olması gerekmektedir. İlgili kişinin bunları yapmaması halinde ise mahkeme kişinin denetimli serbestlik tedbirine uymadığı gerekçesi ile cezaya hükmedebilmektedir.