Şantaj suçu, kanunumuzda bir kimsenin şeref veya saygınlığına zarar verecek hususların açıklanacağı şeklinde tehdit edilmesi menfaat temini veya hukuken yükümlü olunan birşeyin yapıp yapmayacağından bahisle menfaat temini olarak tanımlanmıştır. Şantaj suçunu daha iyi anlayabilmek için oldukça klişe ancak faydalı bir örnek olarak suçlu bir kimseden menfaat sağlayabilmek için onu ihbar edeceğinden bahisle tehdit etmesi de şantaj suçu kapsamına girmektedir. Bu örnekte ihbar etmek her ne kadar olumlu bir fiil olması sebebiyle suç teşkil etmiyormuş gibi görünse de söz konusu fiilin şantaj tanımına uyması ve buradan hareketle tehdit yoluyla haksız menfaat sağlanması, bu fiile şantaj niteliği kazandırmaktadır ki bu da fiilin suç teşkil ettiğini açıkça ortaya koymaktadır. Şantaj, genel tanımı itibariyle aslında tehdidin bir çeşidi olarak karşımıza çıkmaktadır. Zaten kanun koyucu, belli şartlar altında gerçekleşen tehdidi şantaj başlığı altında düzenlemektedir. Şantaj, dilimize Fransızca'dan geçmiş bir hukuki terim olup, bu sebeple bazı çevreler tarafından ayrı bir suç değil de tehdidin cezai yaptırımını ağırlaştırıcı bir unsur olduğu fikri savunulmaktadır. Ancak gerek Ceza Kanunumuz gerek Fransız Ceza Kanunu (Code Pénale) dikkatle incelendiğinde bu fikre katılmanın mümkün olmadığı, şantajın tehdit suçuyla bir bağlantısı olmakla beraber ayrı bir suç olarak nitelendirildiği açık ve seçik bir şekilde ortadadır.
Şantaj Suçu Unsurları
Şantaj suçu, temel olarak kişinin iç hürriyetini yani irade özgürlüğünü kısıtlaması sebebiyle suç kapsamında yer almaktadır. Buna karşın, şantaj suçu, kişinin iç hürriyetini yani irade özgürlüğünü kısıtlamaktan yola çıkarak kişinin diğer hak ve hürriyetlerini de kısıtlayabilir. Örneğin şantaj yapılan kişiden para istenmesi kişinin malvarlığı hakkına yönelik açık bir saldırı niteliği taşımaktadır. Buradan hareketle, şantaj suçu, çok hukuk konulu bir suçtur denilebilir. Şantaj suçu sıklıkla haksız menfaat elde edebilmek için işlenmektedir. Buna ek olarak, bir şeyin yapılmasını ya da yapılmamasını sağlamak amacıyla da işlenebilmektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, kanun koyucunun şantaj suçunu nasıl tanımladığı ve şantaj suçunu hangi suçlarla aynı kategoriye koyduğudur. Gerek içtihatları gerekse kanunumuzda yer alan şantaj tanımı incelendiğinde, kanun koyucunun, şantaj suçunu mala karşı suçlar çerçevesinde değil de hürriyete karşı suçlar kapsamında ele aldığı net bir biçimde görülmektedir. Buradan hareketle kanun koyucu şantaj suçunun cezai yaptırımını tanımlarken iç hürriyeti yani irade özgürlüğünü korumaktadır. Evet, şantaj suçu, failin haksız kazanç elde edebilmek için mağdurun malvarlığına yönelik bir saldırı da olabilir, ama şantaj suçunun tanımı itibariyle, haksız fiilin asıl çıkış noktası mağdurun iradesine adeta ipotek konulmasıdır. Buradan hareketle, şantaj suçu özelinde kanun koyucunun, özgürlüğe yönelik saldırıyı egemen unsur olarak kabul ettiği kanısına varılabilir.
Şantaj fiilinin cezai yaptırım doğurması için irade değiştirebilecek tehdidin mağdura ulaşmış olması yeterlidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, fiilin suç teşkil etmesi için mağdurun iradesini değiştirmesinin şart olmamasıdır. Çünkü fail her ne kadar mağdurun iradesini değiştirememiş olsa da onun iç hürriyetine yani irade özgürlüğüne kast etmiştir. Bu nedenle, şantaj suçu bir tehlike suçudur. Şantaj suçu sözlü olabileceği gibi yazılı ya da görsel medya araçları vasıtasıyla da işlenebilir. Buna ek olarak, şantaj suçu, doğrudan işlenebileceği gibi üçüncü kişiler vasıtasıyla da işlenebilir. Bununla beraber, şantaj suçundan bahsedebilmek için isnat edilecek bilginin doğru olması da şart değildir. Yani bir kişi, başka bir kişiden haksız menfaat elde edebilmek için o kişiye iftira atacağından bahisle o kişiyi tehdit etmesi de şantaj suçu kapmasındadır. Temel olarak, cezai yaptırım açısından sözlü, yazılı ya da görsel bir şantajın farkı olmasa da sözlü şantajın kanıtlanabilmesi oldukça zordur. Ayrıca, şantaj suçunun işlendiği birçok durumda, özellikle günümüzde, şantajın medya araçları vasıtasıyla ispat edilebilmesinin kolaylaşmasının da etkisiyle şantaj suçları, herkesin anlayabileceği açık bir tehditten ziyade mağdur için özel anlamlar içeren, sadece mağdurun anlayabileceği bir şekle sahip tehditler suretiyle işlenmektedir. Yani failler, cezai yaptırımdan kaçınabilmek için şantaj anlamı çıkmayacak, üstü kapalı tehditlere başvurmaktadırlar. Şantaj suçunun oluşabilmesi için hakimin failin neyi kastettiğini şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyabilmesi gerekmektedir. Bu da her ne kadar ispatı zorlaştıran bir etken gibi görünse de uygulamalara bakıldığında, genellikle sözlü şantajın söz konusu olmadığı durumlarda ispat noktasında herhangi bir sıkıntı yaşanmadığı göze çarpmaktadır.
Şantaj Suçu ve Cezası
(1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek: 29/6/2005 – 5377/14 md.) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
(2) (Ek: 29/6/2005 – 5377/14 md.) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
İnternet Üzerinden Şantaj
Günümüzde herkesin cebinde yer bulan internet ve buna bağlı olarak hayatımızın her alanına giren medya cihazları bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken diğer yandan bizi önceden akıllara dahi gelmeyecek tehditlerle yüz yüze bırakmaktadır. Şüphesiz ki gelişen teknoloji, bilinçli kullanıldığı ve suç eğilimi olan kişilere açık kapı bırakılmadığı takdirde son derece yararlı bir unsurdur. Şüphesiz ki, gelişen teknoloji, belli noktalarda şantaj ve diğer suçlar karşısında elimizi güçlendirmektedir. Örneğin şantaj ve tehdit durumunda suçu ispatlamak ses kaydı, ekran çekimi (screenshot) gibi teknolojinin bize sağladığı imkanlarla daha kolay bir hal almıştır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, teknolojinin kötü niyetli insanların da elini güçlendirdiği gerçeğidir. Bu bakımdan kötü niyetli fırsatçıların teknoloji vasıtasıyla tehdit ve şantaj suçlarını nasıl işlediklerini ve bu suçlara karşı alınabilecek önlemleri incelemek faydalı olacaktır.
Geçmişte MSN Messenger vasıtasıyla günümüzde daha çok yollanan bir mailden ya da başka bir iletiye gizlenmiş olan dosyayı mağdura bir medya içeriği ya da bir promosyon olarak yollayan fail, bu dosyanın arka planda mağdurun rızası ve bilgisi olmaksızın çalışması sonucunda mağdurun bilgisayarındaki birçok veriye ulaşabilmekte hatta bilgisayarın kamera ve mikrofon donanımlarını çalıştırabilmektedir. Bu noktadan sonra fail, mağdurun bilgisi dışında mağdurun ses ve görüntü kaydını alarak mağduru bu verileri başka kişilerle paylaşacağından bahisle tehdit ederek haksız menfaat elde etmektedir. Bu tür durumlarda genelde mağdur yaşadığı korkunun da etkisiyle ne yapacağını bilemediğinden, görüntülerin internette yayılmasını önlemek için failin isteklerini yerine getirmektedir. Suçun yargı makamlarına bildirilmesinden önce yapılması gerekenlerin başında mümkünse internet ortamında yabancı kişilerle konuşmamak, bilinmeyen kaynaklardan gelen mail ve iletilerin açılmaması gelir. Eğer bu mümkün değilse yabancı kişiden gelen dosyaları her ne sebeple olursa olsun kabul etmemek, dosya yollanmış olsa bile dosyayı açmamak gerekir. Buna ek olarak, eğer mümkünse yabancı kişiyle görüntülü görüşme yapmamak, bu mümkün değilse yabancı kişiyle resmi bir dil kullanmak suretiyle samimi olmaktan uzak bir biçimde görüşmeyi tamamlamak gerekir. Bununla beraber, internet üzerinden şantaj suçu günümüzün popüler mesajlaşma uygulamalarından Whatsapp, Facebook Messenger, Viber, Tango, Wechat, Line, Skype vasıtasıyla da işlenebilmektedir. Bu tür uygulamalardan en az biri hemen hemen herkeste olduğu için son yıllarda internet üzerinden şantaj suçuna en sık bu platformlarda rastlanmaktadır. İnternet üzerinden yazışma şeklinde olan görüşmelerde de özel bilgiler verilmemesi ve samimi bir dil kullanmaktan uzak durulması gerekmektedir. Bununla beraber, sosyal medya kullanımında yabancı insanların takip edilmemesi her hesabın sahte hesap olabileceğinin göz önünde bulundurulması faydalı olacaktır.
Şantaj Durumunda Ne Yapmali
Şantajla yüz yüze kaldıktan sonra ilk akla gelen şey belki de şantaj durumunda ne yapmali sorusudur. Çünkü birçok mağdur şantaj konusu olan bilgilerin ya da görüntülerin internet ortamında yayılacağı korkusuyla ne yapacağını bilemeden failin dediklerini yerine getirmektedir. Bu bakımdan şantaj durumunda yapılması gerekenlerin bilinmesi hayati öneme haizdir. Şantaj durumunda yapılması gereken en önemli şey mümkün olduğu kadar fazla kanıt toplayabilmektir: failin şantaj içeren konuşmalarının ekran görüntüleri (screenshot), şantaj içeren görüntü, ses kaydı ya da başka çeşit medya içerikleri, faile ait profil, hesap ve adres bilgileri... Bu kanıtları topladıktan sonra görüntülerin internet ortamından kaldırılması için vakit kaybetmeden bir bilişim avukatıyla iletişime geçilmesi gerekmektedir.
Mert Güdücüoğlu